ENTELEKTÜEL SERMAYE DEĞERLEMESİ

Marka, patent, müşteri varlığı, data varlığı, teknik&bilimsel işgücü gibi entelektüel sermaye (ES) unsurları, doğası gereği yenilikçidir, farklıdır. Değerlemesi de aynen böyle farklıdır. Bu tür varlıkların değerlemesini, otomatik hesaplamalardan ziyade, araştırmaya dayandırıyoruz.  ES değerlemesi, gerekçeli olmalıdır. Nasıl iyi yazılmış ve düzenlenmiş bir yasanın bulunması hukuki bir olayın sonucunun ne olacağını otomatik olarak veremeyecekse ES değerlemesi de öyledir.
 
ES’nin benzersizliği, diğer ES ile karşılaştırmaları zorlaştırır, böylece emsal tabanlı değerlemeyi sınırlar, varlığın gelecekteki kullanımı ile ilgili varsayımların önemini artırır. Değerleme yapanın sübjektif varsayımları ve yargıları etkilidir. Her ne kadar matematik tabanlı formülasyonlar kullanılsa da insan unsuru söz konusudur. Buna ek olarak, ES değerlemesi, hukuk, ekonomi, finans, muhasebe ile ilgili disiplinler arası bir çalışmadır. ES değerlemesinde temel olan bağlamdır.
 
Peki yukarıda anlatılan durum yöntemin güvenilmezliği, belirsizlik, tutarsızlık, yanlışlık anlamına mı gelir? Elbette ki hayır! 

Değerleme yöntemleri literatürde oturmuştur. Değerleme, değerlemecinin tutarlılığı ve noktasından virgülüne kadar gerekçelendirmesiyle taçlanır. Böylece ortaya nefis, beyinsel emeği bol, entelektüel bir rapor ortaya çıkar. 
 
ÜÇ TEMEL DEĞERLEME YÖNTEMİ
Uzmanlar entelektüel sermayeyi (ES) uluslararası kabul edilmiş üç ayrı yöntem çerçevesinde değerler. Bunlar, piyasa, maliyet ve gelir temellidir. Her yöntem kendi içinde oldukça derinliklidir ve uygulamaları farklılaşabilir. En yaygını gelir temelli olanıdır. Gelirden anlaşılması gereken, ilgili ES unsurunun gelecekte kazandıracağı parasal avantajların bu güne indirgenen tutarıdır. Gelir unsurları içinde en çok kullanılanı ise telif hakkıdır. Telif hakkı, marka veya patent gibi bir ES unsurunun kiralanarak kullandırıldığı taktirde talep edilecek bedel olarak tanımlanır. Telif hakkı gelirini esas alan bu yöntemin genel adı "telif hakkından kurtulma" olarak adlandırılır.
 
GELİR YAKLAŞIMI
Entelektüel sermaye unsurunun değerlemesi yöntemlerinden gelir yaklaşımı içinde yer alanları, iskonto edilmiş nakit akımlarına benzer bir teknik kullanır. İskonto edilmiş nakit akımlarının hesaplanmasıyla ortaya çıkan parasal değer entelektüel varlığa atfedilir.
 
Çoğu maddi olmayan varlık benzersizdir. Bu karakter, varlıklar arası karşılaştırılabilirliği zorlaştırırken iskonto oranlarının güvenilir piyasa verilerini elde edilmesini de zorlaştırır. Uygulamada iskonto oranı olarak, işletmenin geneli için geçerli ağırlıklı ortalama sermaye maliyetinin (AOSM - WACC) kullanılması yaygındır. AOSM’nin kullanım gerekçesi, maddi olmayan varlığın işletmenin ana varlığı olduğu varsayımına dayanır. Ancak her durumda ana varlık olmayabilir, ayrıca değerlenen maddi olmayan varlık, diğer varlık ve yükümlülüklerden ayrı bir risk profiline sahip olabilir. Bu durumda alternatif bir iskonto oranının uygulanması gereklidir.
 
Marka, patent veya diğer algı, veri ve bilgi varlıklarının değerlemesinde gelir yaklaşımını kullanırken dikkat edilmesi gerekli bazı hususlar vardır. Uygun bir iskonto oranı, ekonomik ömür, yıpranma payı gibi unsurlar oldukça önemlidir. Varlığa ilişkin fiziksel, işlevsel, teknolojik, ekonomik ve yasal pek çok konu değerlemeyle ilişkilidir. Bunlar birbirlerini destekleyebileceği gibi çatışmaları da söz konusu olabilir. Ama her halükarda birlikte analiz edilmelidir. Değerleme yapacak uzman, varlık kaynaklı gelirin büyüme beklentisi, sektör bilgisi, piyasa tahminleri, şirketin iş planı ve finansal durumu, çeşitli uzman raporları gibi bilgilerden yararlanır.
 
PİYASA YAKLAŞIMI
Entelektüel sermaye (ES) veya muhasebe terimiyle gayri maddi varlık değerlemesinde piyasa yaklaşımı, aynı veya benzer varlıkların piyasa fiyat bilgilerinin karşılaştırmalı gösterge olarak kullanılmasına dayalıdır.
 
Piyasa tabanlı yaklaşımlar hem güvenilirdir hem de objektiftir. Eğer emsal bilgisi mevcutsa varlığın değerini en iyi yansıtan şey piyasa fiyatıdır. Ancak ES varlıklarının satışıyla ilgili işlemler genellikle sınırlıdır. Diğer bir sorun, ES varlıkları arasında özellik farklarının bulunmasıdır. Bu iki sorun varsa kıyaslamak zorlaşır ve değerleme uzmanının birtakım ayarlamalar yapması gerekir. Buna ek olarak, ES değeri, varlığı kimin kullandığına ve nasıl kullanıldığına da bağlıdır. Sonuçta bunları dikkate alan bir analiz yapılması gereklidir.
 
Piyasa yaklaşımının metotları sadece oluşmuş fiyat üzerinden yürümez, örneğin, gelire dayalı yaklaşımlar altında tartışılan “telif haklarından kurtulma” ve “kalan değer" gibi yöntemler bazı yazarlara göre piyasa yaklaşımı içindedir. Çünkü bu yöntemlerde kullanılan telif hakkı oranı, ek karlılık oranı gibi bilgilerin emsallerine ihtiyaç vardır.
 
MALİYET YAKLAŞIMI
Entelektüel sermayenin (ES) & gayri maddi varlığın (GMV) değerlemesinde maliyete dayalı yaklaşımda üç ana yöntem vardır.
 
1- Tarihi maliyet yöntemi: Geçmişte oluşmuş maliyetler esas alınır.
2- Değiştirme maliyeti yöntemi: Değerleme sırasında belirlenen tahmini maliyetler esas alınır.
3- Karma yöntem: Tarihi ve değiştirme maliyeti yöntemleri ağırlıklandırılarak birlikte uygulanır.

Tarihi ve değiştirme maliyeti yöntemlerinde dikkate alınacak maliyet kalemleri şöyle listelenebilir:
 
- Varlığı geliştiren tarihi maliyetler. Bunlar varlığın oluşumuna etki eden işgücü maliyetleri ve tüm diğer maliyetleri kapsar.
- Eşdeğer bir varlığı oluşturmak için gereken herhangi bir reklam veya diğer promosyonun maliyeti.
- Varlığın oluşum sürecine ilişkin herhangi bir yönetim işlevinin maliyeti.
- Yasal olarak zorunlu, lisanslama ve patent tescil ücretleri.
- Fırsat maliyeti, yani eşdeğer bir varlık geliştirmek için zorunlu olan alternatif yatırım fırsatlarının maliyeti.
 
Verilerin genel kaynaklardan, ES & GMV geliştiricisinin ve kullanıcı kuruluşun hesaplarından ve belgelerinden alınması gereklidir.

Referanslar